En güzel 14 Şubat Hediyesi "Yıldız Tilbe"
Bugün 14 şubat. Sabah uyandığımda bu günün sıkıcı geçeceğini
düşündüğüm sırada yüzümde tebessüm uyandıran bir haberle güne başladım. Yıldız
Tilbe sevgililer gününe özel bir albüm hazırlamış. Üstelik 5 şarkıdan oluşan bu
albümün hazırlanması birkaç hafta gibi kısa bir sürede tamamlanmış. Öyle birkaç
haftada hazırlanmış dediğimize bakmayın, diğer sanatçıların aylarca yıllarca
uğraşıp çıkardığı albümlerden farksız diyemeyeceğim çünkü onların çok ötesinde
güzel bir albüm olmuş. Yıldız Tilbe gibi usta bir sanatçı için 1 günlük süre
bile yeterli böyle bi güzelliği ortaya koymak için. Eminim geri kalan zaman dilimi
de albümün hazırlanma sürecindeki aranjeler, resmi prosedürler, cd’lerin
basımı-dağıtımı vs. diğer detaylarla harcanmıştır. Yıldız Tilbe dedik, usta
sanatçı dedik; boru değil!
Kurduğu sıradan bir cümlesi bile aklımızın sınırlarını
zorlayıp bizi derin düşüncelere dalmaya zorlarken, şarkılarındaki derin sözleri,
gırtlağındaki o naif lütufla birleştiği anda yüreğimizden bişeyler koparıp bizi
duygusal fırtınalara sürükleyen de aynı kadın değil mi? Kelimelerin efendisi,
cümle mühendisi, en önemlisi de duygu yoğunluğuyla hislerin üst notalarında
diyar diyar gezip sonra da o özenli sözlerinin oklarıyla ciğerimizi hedef alan,
her seferinde de bizleri yenilgiye uğratıp ruhumuzu teslim ettiğimiz bu güzel
insanın şarkılarına ulaşmak için sabırsızlanıyordum. Hemen şarkılara ulaşmak
için girişimde bulundum ve video paylaşım sitesi youtube üzerinden albümün ilk
klibinin yayınlandığını gördüm. Şarkının adı tam da albümün amacına uygun
olarak “Sevgililer Günü”. İçimdeki tatlı heyecanın verdiği sabırsızlıkla klibi
izlemeye başladım hemen. Daha klibin ilk saniyelerindeki o tatlı hallerini
görür görmez yüzümde hoş bi tebessüm oluştu. Şarkı ilerledikçe o sempatik
tavırlarına bakmaya doyamadım, öyle ki ekranın içine girip Yıldız’ın o güzel yanaklarından
mıncıklayıp sımsıkı sarılmayı bile istedim. Abartısız söylüyorum şarkı bitene
kadar gözlerimi ekrandan ayırmadan içimin dışımın tebessüm edişinin hazzıyla endorfinim
tavan yaptı. Böyle bi his yaşamayalı epey bi zaman olmuştu, fırsatını buldum
kaçırır mıyım? Başa sardım, tekrar tekrar izledim, vücudum endorfin komasına
girene kadar devam ettim. Böyle güzel bi hissiyatı Yıldız Tilbe dışında verebilecek
kaç insan daha vardır ki bu dünyada?
Yüklendiğim pozitif enerjiyle albümün diğer şarkılarını da
hemen dinlemek istedim. Bir arkadaş imdadıma yetişti ve albümü hemen ulaştırdı.
Ben de aynı hızla şarkıları dinlemeye başladım. 5 şarkıdan oluşan özel
hediyelik albümün hepsi mi böyle birbirinden güzel olur? Şarkıların her biri
ayrı bi lezzet. Albümün ilk şarkısındaki pozitif enerjiden sonra 2 numaralı
şarkı Seveceksen Sev’de mola verdim. Şarkıda “Olmadığın saatleri geri alsam,
hasretini tanımasam” diyor Yıldız ve bu sözleriyle beni tam 12 den vurmayı
başarıyor. Şarkı romantik bi slow. İçerisindeki birbirinden güzel aşk
nidalarıyla hemen beni etkisi altına almayı başardı.
Şarkıyı atlamaya elim
varmazken sonraki güzelliklere de bi an önce ulaşma isteğiyle 3 numaralı “E
peki niye böyle” şarkısına geçtim. Bu şarkıyı Yıldız daha önce Osman İşmen’in olağanüstü
mükemmel düzenlemesiyle hayranlarına hediye etmişti. Bu albümdeki versiyonu ise
albümün diğer tüm şarkılarının da aranjörlüğünü üstlenen ve önceki
çalışmalarının tamamını çok beğendiğim Oya Erkaya ve Serkan Ayman ikilisi.
Fakat önceki versiyondaki kusursuzluktan mı yoksa kulak aşinalığından mı
bilemedim, Osman İşmen versiyonu daha bi hoşuma gitmişti. Fakat bu hali de ayrı
bi tarzda, ayrı bi hoşlukta diyelim. Şarkının sözleri ile ilgili sayfalar dolusu
metin dizebilirim, öyle büyük bi derinlik işte. “Ayrılık” sözünün kelimelerin
harften düşene kadar uzamasından şikayet eden bu güzel insanın önünde saygıyla
eğilmeyi görev biliyorum kendime.
4. şarkıda tasavvufi ezgileriyle maneviyatımızı doyuran “Ruh-i
Revanım” bekliyor. Yaklaşık 1 ay öncesinden bi gecede şarkının sözlerini yazıp
hemen stüdyoya girip okumuş, hemen ertesi gün de sevenleriyle paylaşmıştı bu
güzel insan. Yıldız sen bizim Ruh-i Revanımızsın zaten, bu güzel şarkınla da
revanlığımıza revanlık kattın…
Albümün ilk 4 şarkısı çok hoşuma gitti fakat albümde öyle bir
şarkıya denk geldim ki Allah’ım bu nasıl güzel bi şarkı, bu nasıl kusursuz bi
ruha işleyiş, kalbe dokunuş dedim. Albümde 5. sırada olan “Bakışlarını
Saldığında” şarkısından söz ediyorum. Girişte hafif tonlardan başlayan şarkı
nakarata doğru ilerlerken Yıldız’ın çığlıklarıyla bütünleşen “Onu da sevgimle
uğraştır Rabbim” yakarışları tüylerimde istemsiz kasılmalara neden oldu. Öyle
içli bi yakarış ki dinlerken boğazımda bi düğüm, göğsümde bi sancı hissettim.
Hem de en hançerlisinden. Yıldız ne yaptın sen yine böyle, ne hakkın var bizi
böyle dağıtmaya? Hani yırtıp atacaktın o intiharlık şarkıları? Şarkıdaki sözler
bi yana Yıldız’ın içli okuyuşu öyle bi dokundu ki yüreğime, kifayetsiz
duygularıma tercüman bulamıyorum.. Saat 22.07.. 6 saat olmuş albüme ulaşalı ve
kulağımda hala “Onu da sevgimle uğraştır rabbim” çığlıkları, haykırışları,
yakarışları.. Böyle içli bi tanrıya yakarış duymadım ben daha önce.. O
yakarışlarında gizli tüm isteklerinin gerçekleşmesini dilerim. Sen bunu
fazlasıyla hak ediyorsun. Yıldız Tilbe ile aynı zaman diliminde yaşıyor olmak
her daim şükür sebebim olmuştur. Bu güzellikleri cömertçe bize sunduğun için ne
kadar teşekkür etsek az. İyi ki varsın canım Yıldız’ım, her daim var ol ömrümüzde
emi?
Şeyhmus Bozan, 14 Şubat 2017